Araştırmalar romantik ayrılık ile bir yakınının ölümü sonucu hissedilen üzüntünün benzer özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu bireyler yas sürecine benzer bir dönemden geçmektedir. Yas evreleri beş aşamadan oluşmaktadır: İnkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabullenme. Bu evrelerin ayrılık sonrası süreçte de bireyler tarafından deneyimlendiği görülebilmektedir.

Sevilen birinin kaybı, terk edilme ya da bir ayrılık yaşamak kişide ağır stres oluşturan bir durum olduğunda ani ve geçici bir kalp rahatsızlığı olarak ‘Kırık Kalp Sendromu’ gözlenebilmektedir. Semptomlar arasında ani göğüs ağrısı, nefes darlığı, yorgunluk ve halsizlik, çarpıntı ya da düzensiz kalp ritmi görülebilir. Kırık kalp sendromu; stres yönetimi, farkındalık ve sosyal destek ile tedavi edilebilen bir durumdur.

Ayrılık ardından kişi ilişkinin bittiği gerçeğiyle yüzleşemeyebilir. Bu durumu mantık çerçevesinde anlayabilir fakat inanmak istemeyebilir. Eski partnerine karşı öfke hissediyor olabilir. Bazı zamanlarda biten ilişkiyi kurtarmak adına çeşitli yollar arayabilir. Ayrılık ardından geçen zamanla birlikte kişi kaybın kalıcı olduğunu kabullendikten sonra yoğun şekilde üzüntü duyabilir. Boşluk hissi, yalnızlık, özlem, zevk alamama hali ve yorgunluğa sıkça rastlanır. Son aşamada kişi ayrılığı hayatının bir parçası olarak kabul eder. Duyguları dinginleşir, kişi kendine yeni hedefler koyma konusunda motivasyon kazanmaya başlar.

Bu süreçte sosyal destek önemlidir. Duyguları bastırmadan yaşamak, onlar hakkında konuşabilmek, başa çıkma becerileri kazanmak bu ve benzer süreçlerde yaşamımızı kolaylaştıracaktır. Özellikle üzgün hissettiğimiz anlarda yürüyüş yapmanın etkisi büyüktür. Kendimize yeni hedefler belirlemek, aktivite düzeyimizi yavaş yavaş arttırmaya çalışmak ruh sağlığına olumlu katkı sağlayacak yöntemlerdendir. 

2022 © Tüm Hakları Sakılıdır.